Makine iğnelerindeki tecrübesinden dolayı iş çevrelerince “İğneci Ayşe” olarak tanınan Ayşe Tohumcu, “İnanç önemli, ben bunu başaracağım diye çıktınız mı yola, onu başarırsınız. Yapabilir miyim yapamaz mıyım, kararsızım dediğiniz zaman hiçbir şekilde başaramazsınız.”
Kendi işini kurduğu ilk yıllarda kadınlardan hiç destek göremediğini belirten Ateks Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Tohumcu girişimcilik noktasında kadınların birbirine daha fazla destek olması gerektiğini söyledi. “Benim gönlümde hep kadınların birbirine destek olması var” diyen Tohumcu, “Kadın kadını parlatmalı” ifadelerini kullandı.
Emek ve azmiyle kendi işini kuran ve erkek egemen bir sektörde aranan isim haline gelen Ayşe Tohumcu halihazırda halı makineleri ve yuvarlak örgü makinelerinin iğne ve platin parçaları tedarikinin yanı sıra streç film üretimi yapıyor.
Gaziantep Ticaret Odası Meclis Üyesi olan ve TOBB Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulu’nun kurucuları arasında yer alan Ayşe Tohumcu iş dünyasında ise makine iğneleri konusundaki uzmanlığından dolayı “İğneci Ayşe” olarak tanınıyor. Ateks Örme Tekstil Makinaları ve Aysha Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Tohumcu iş yaşamını, kendi iş yaşamından hareketle kadın girişimciliğini BOSS okurları için anlattı.
Ayşe Hanım kendinizden bahseder misiniz?
Kilisliyim, ev hanımı bir annenin, şoför bir babanın kızıyım. 5 kardeşiz, ilk çocuk benim. İlk, orta, lise eğitimimi Kilis’te tamamladım. Gaziantep Üniversitesi inşaat bölümünü kazandım ve okumaya başladım. Okurken bir firmada çalıştım. İhtiyaçlarımı karşılamak amaçlı çalışıyordum. Çalışırken de başka bir firmaya transfer oldum. Yabancı kökenli olan bu firmaya 1992 yılında başladım. Biraz kendimi geliştirdim. Ticareti öğrendim, kısacası hayatı öğrendim.
Kendi firmanız olan ATEKS’i ne zaman kurdunuz? O dönem makine sektöründe bir bayan olarak yaşadığınız güçlükler oldu mu?
Çalışmış olduğum yabancı firmada çok şey öğrendim. Yahudi idi benim patronum. İş ile ilgili birçok deneyimi onun yanında pekiştirdim. Kendi işimi kurmak, bildiğim işi kendim yönetmek amacıyla o içimdeki girişimci ruhun vermiş olduğu mesajı dinledim ve 2003 yılında Ateks’i kurdum. Amacım orada öğrendiğim bilgileri ve edindiğim tecrübelerimi kendi işletmemde uygulamaktı. Tabii o zamanlar çalışan kadın sayısı çok azdı. Kadın yok denilebilecek kadardı. Organizede, Kahramanmaraş’ta, Malatya’da, Adana’da, çevre illerde kadın olduğum için bir hayli zorlanıyordum. İçeri almıyorlardı, ellerini vermiyorlardı, tokalaşmak istemiyorlardı. Tabii aradan zaman geçince insanların önyargıları yavaş yavaş yıkıldı. Ben de karşımdakini cinsiyet ayrımı yapmadan işlerimi yürüttüm. Hayalimdeki şey aslında buydu. Kadın-erkek ayrımı yaparak ticaret yapılmasını istemiyordum. Bu tüccar bir kadın desinler, işini biliyor yolumuza devam edelim desinler istedim. Kendi kendime yetebilmeyi başardım diyelim kısaca. Belli bir süre geçtikten sonra arkama dönüp baktığımda ise şunu gördüm. Bana hiçbir kadın destek vermemiş. Hep erkek destekçim olmuş. Tabii bulunduğum sektör de erkeklerin hakim olduğu ve genelde onlardan biten bir iş olmasından da kaynaklı bir durum bu. Yaptığım işte tek kadın, sektörde ve hatta Güneydoğu’da bu işi yapan tek kadınım. Bana genelde “İğneci Ayşe” derler. Sektörde böyle tanınırım. “Tekstil makinelerine iğne nerden alırım” diye sorulduğunda benim ismimi verirler.
İNANARAK YOLA ÇIKARSANIZ BAŞARIRISINIZ
Fabrikalara giderken kadın olduğum için içeriye almak istemiyorlardı çünkü daha insanlar kadınla ticaret yapmanın ne demek olduğunu bilmiyorlardı. Kadının ticaretteki varlığını kabul etmekte zorlanıyorlardı. Senin yanındayız, destekçiyiz, diyorlar ama iş ticarete geldiğinde bu cümleler yerini sen kadınsın bu erkek işi sözüne bırakıyordu. Tabi bu zorluklar beni yıldırmadı. Biz sizi ararız diyen iş yeri sahiplerine tekrar tekrar kendimi hatırlatarak, benden bir şey almak zorunda değilsiniz bir şey almayın ama ben yine de geleyim görüşelim diyordum. Bir ihtiyacınız var mı yok mu diye defalarca ziyaret ettiğim işyerleri oldu. Bu benim sabrımın denenme zamanıydı sanırım. Şu an o insanlar benim çok iyi müşterilerim. Ben şuna inanıyorum, inanç önemli, ben bunu başaracağım diye çıktınız mı yola, onu başarırsınız. Yapabilir miyim yapamaz mıyım, kararsızım dediğiniz zaman hiçbir şekilde yapamazsınız. Şunu da belirtmek istiyorum, benim şu anda yaptığım iş babamın bıraktığı bir iş değil ailemden kalan bir iş de değil, kendi kurduğum, vergi levhasını benim aldığım, her şeyini sıfırdan oluşturduğum bir iş. Tamamen bana ait. Ve ben işçilikten gelen bir insanım. Yani bir yerden para kaldı da yapıyorum ediyorum meselesi değil, kendi gücümle çalışarak yaptım.
Ateks’in faaliyet alanlarında neler var?
Daha önce düz örmeyle çalışıyordum, triko yani giymiş olduğumuz triko kazaklar, pantolonlar, elbiselerin firmalarıyla çalışıyordum. Bu sektörü bıraktım, onun yerine halı sektörlerine hitap etmeye başladım. Halı makinesi satışı ve halı makinelerinin bıçak, iğne gibi parçalarını temin ediyorum. Bunları da İsviçre, İngiltere Amerika’dan tedarik ediyorum. Bu sürecin tamamını kendim yürütüyorum. Ayrıca Aysha adı ile ikinci bir şirketim daha var. Orada da streç film üretiyorum. O benim hayatımdaki en büyük başarılarımdan biridir. Bu bana bir sürpriz olmuştu ve onurlandırdı, kendi kendimi onurlandırmıştım yani.
BİZİM İŞİMİZDE TECRÜBE ÇOK ÖNEMLİ
Bizim işimizde paranın gücü yok, ucu açık bir iş çünkü. Para ne kadar fazla olursa olsun bir anlamı yok. Para ile ölçülemez yani bu iş. Bilgi çok önemli, tecrübe daha önemli. Mesela yüz bin çeşit iğne var. Ben bu yüz bin çeşidin herhalde on bin çeşidini ezbere biliyorumdur. İnsanlar makinesini söylediği zaman ben o makineye uygun iğneyi bilirim, görmeme gerek kalmaz. Bir kumaş yapacak ise ben şeklini çizer veririm, iğneyi makineye kendileri dizer. Bu bir bilgidir. Yani neyi neyle kullanacak, nasıl kullanacak, ben onların üzerine çalışırım.
Bir de işimi seviyorum en güzeli bu, severek yapıyorum. Sabah saat 6’da ya da 7’de kalkmak beni germiyor, strese sokmuyor, gülerek oynayarak geliyorum ben işime, bu benim yorgunluklarımın hepsini unutturuyor. Hiçbir sıkıntı yok yani bende, para olmuş, olmamış önemli değil. Ben birine bir şey öğretebildim mi, bir şey yapabildim mi bu benim her sıkıntımı almaya yetiyor, beni mutlu edebiliyor ben bu konuda mutluyum belki benim başarımdaki en büyük etken bu. Ben işimi severek yapıyorum.
Kadın girişimciler için yakın çevrelerinin özellikle manevi desteği çok önemlidir. Siz en büyük desteği kimlerden görüyorsunuz?
Bu konuda şunun altını çizmek isterim ben bu süreçte hiçbir kadından destek görmedim. Gördüğüm en büyük destek müşterilerimden oldu, erkekler oldu.
Girişimcilikte yaşadığınız deneyimlerinize dayanarak girişimci olan ve olmak isteyen kadınlara vermek istediğiniz mesajlar var mı?
Evet tabii. Kadınların da iş hayatında yer almasını çok isterim. Eğer kendileri inanır ise her işi başarabileceklerini, bir erkekten geri olmadıklarını, onlarla eşit olduklarını çok iyi bilmeleri gerekiyor. Hiçbir zaman yılmasınlar. İnişler, çıkışlar olabilir. Bu iş hayatında olabilir, aile hayatında da olabilir, her şeyde olabilir. Pes etmemek sihirli kelime. Yaşanılan her sıkıntının ardından ümitsizliğe kapılmadan yeni günün pozitifliğini üzerimize çekmemiz gerekiyor ki yaşanabilecek pozitifliklere kapılarımızı ardına kadar açabilelim.
Son olarak sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarınız ve aktif görevlerinizi kısaca bizimle paylaşır mısınız?
Halen Gaziantep Ticaret Odası Makina ve Makina Yedek Parçaları Meclis üyesiyim. Tabii sivil toplum faaliyetleri, sosyal projeler çok önemli. Bu manada yıllar önce Girişimci Kadınları Destekleme Derneği’ni kurduk. On tane kadınla çıktığımız yolda bütün kadınları aydınlatmayı hedeflemekteyiz. Derneğin de kurucu üyesiyim. O derneği kurduğumuz sırada Gaziantep Sanayi Odası’nda TOBB Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulu’nu kurmamız gerekiyordu. 23 kadınla bu derneği de faaliyete geçirdik. Sanayici ve ticaret yapan tek kadın ben vardım. Hem STK oluşturduk hem de dernek kurduk. Orada çalışmalarımız oldu. En azından bizim başarılarımızı, çalışmalarımızı, kadınları da meclise taşıyalım istedik. Dedim ya gönlümde olan hep; kadınlar birbirlerine destek olsunlar. Bin tane makineci de olsa herkes rızkını yer. Biz kalıcı değiliz, gidiciyiz. Destek şart, kadının kadına destek olması gerekir, köstek değil.